(a) yolu ile, tarikiyle, üzerinden.
To go to Ankara by way of Bolu. (b) suretiyle, yöntemiyle,
usulüyle, tarzında.
by way of help. (c)
Brit. (
… being/doing, etc) … olmak/yapmak üzeredir.
He is by way of being an authority on the subject. (d) olarak, maksadıyla, yerine.
By way of an answer he just nodded.